Siyasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Siyasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2011 Pazar

Körfez Savaşı Belgeseli- Can Dündar

Körfez Savaşı'nın anlatıldığı 43 dakikalık "Körfez Savaşı" belgeseli

Birinci Körfez Savaşı (1990-1991), ABD öncülüğünde, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak Devleti arasında yapılan savaştır.

Savaşın başlamasıyla Irak ve Kuveyt'te özellikle stratejik hedefler bombalandı. Çöl fırtınası adı verilen bu harekat, 24-28 Şubat 1991 tarihlerinde 100 Saatlik Kara Harekatı ile Kuveyt'te Irak Kara Kuvvetlerinin büyük bir kısmının imhası ve kalanlarının esir veya Kuveyt'i terk etmeleri ile sonuçlandırıldı.

Körfez Savaşına katılan Koalisyon Kuvvetleri ve Irak askeri heyetleri arasında 3 Mart 1991 günü Kuveyt-Suudi sınırının kuzeyindeki Safven kasabası yakınında çölde bir çadır içinde ateşkes görüşmeleri yapıldı. Irak, Kuveyt'i ilhak kararını kaldırmak ve tazminat ödemek başta olmak üzere bütün şartları kabul etmek zorunda kaldı. Bu şekilde Körfez Savaşı fiilen sona ermiş oldu. 1991 yılı Nisan ayının ilk haftasında, Irak'ın BM Güvenlik Konseyi tarafından ortaya konan ateşkes şartlarını kabul ettiğine dair yazılı müracaatı ile de Körfez Savaşı resmen sona erdi.

Türkiye, Körfez Savaşına fiili olarak katılmadı. İncirlik Hava Üssü'ndeki Amerikan uçaklarının kullanılmasına müsaade etti ve Birleşmiş Milletlerin aldığı bütün kararlara uydu. Ayrıca, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapattı...


http://rapidshare.com/files/193370152/korfez_savas.wmv

Sivas Cehennemi Belgeseli- Can Dündar

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Otelinde yakılarak katledilen aydınlarımızın anısına.


http://rapidshare.com/files/193368623/sivas_cehennemi.wmv

Johnson Mektubu Belgeseli-Can Dündar

Johnson Mektubu Belgeseli-Can Dündar

ABD başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Türkiye başbakanı İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla ve kaba bir üslupla yazılmış mektup.

Kıbrıs’ta yaşanan çatışmaların artması ve Rum tarafının silahlanma kararı alması üzerine 2 Haziran 1964 tarihinde Türkiye hükümeti Kıbrıs’a çıkarma yapma kararını açıkladı ve gerekli hazırlıklara başladı. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de askeri hareketlilik artmaya başlamıştı. Yaşanan gelişmelerden rahatsızlık duyan ABD, bölgede çıkacak bir savaşı kendi stratejik çıkarlarına aykırı bulmaktaydı. Bu nedenle ABD tarafı devreye girme ihtiyacı duydu. Başkan Johnson tarafından imzalanan ve daha sonraları “Johnson mektubu” olarak tarihe geçen ünlü mektup 5 Haziran 1964’te Türkiye başbakanı İnönü’ye iletildi.

Mektupta, Türkiye'nin adaya tek taraflı müdahalesinin Türk ve Yunan tarafları arasında savaşa yol açabileceği ve NATO üyesi olan bu iki ülkenin savaşmasının kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir. Türkiye'nin müdahale kararı almadan önce müttefiklerine danışması gerektiği anımsatılmıştır. Ayrıca bu savaşın Sovyetler Birliği’nin de Türkiye’ye müdahale ihtimalini doğuracağı ve NATO'nun böyle bir durumda Türkiye'yi savunma konusunda isteksiz olacağı ima edilmiştir. ABD'nin Türkiye’ye sağladığı askeri malzemenin bu müdahalede kullanılmasına izin verilmeyeceği belirtilmiştir. Mektubun ardından Türkiye müdahale kararından vazgeçmiştir. İsmet İnönü 21 Haziran 1964’te ABD’ye giderek başkan Johnson ile bir görüşmede bulunmuştur.

Mektup hem Türk kamuoyunda hem de Türk dış politikasında yarattığı etki ile büyük önem taşımaktadır. Mektup çok sert ve kaba bir üslupla yazılmış, küçük düşürücü ifadelere yer vermiştir. Bir süre kamuoyundan gizlenen mektup hem yönetim kademelerinde hem de Türk halkında büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Ayrıca Türkiye-ABD ilişkilerinde ve Türk dış politikasında bazı önemli değişikliklerin habercisi olmuştur. O dönemde Batı bloğu içerisinde yer alan Türkiye, bu mektup sayesinde kendi ulusal çıkarlarının Batı bloğunun, özellikle de blok lideri ABD’nin çıkarlarıyla çeliştiği noktada bağımsız politikalar geliştirme konusunda sıkıntılar yaşanabileceğini görmüş, ABD'nin kimi zaman kendisini yalnız bırakabileceğini anlamıştır. Burada uluslararası sistemin de etkisi görülmektedir. İki kutuplu sistemde bloklar arasındaki ayrım sertleştiği oranda blok üyeleri, içinde yer aldıkları bloktan bağımsız politikalar geliştirmekte zorlanmaktadır. Nitekim bu tarihten sonra bloklar arasındaki ilişkilerin yumuşamaya başlamasının da etkisi ile Türkiye çok yönlü politikalar izlemeye başlamıştır. Dış politikada ABD'ye olan bağımlılık azalmış hatta en düşük seviyeye inmiş, Sovyetler Birliği ile yakınlaşma süreci başlamıştır.

ABD’nin sert tavrının nedenlerinden biri de o yıllarda Türkiye'nin stratejik öneminde görülen nispi azalmadır. ABD'nin 1960 yılında nükleer başlık taşıyabilen stratejik denizaltıları kullanmaya başlaması ile Türkiye’deki üslere olan ihtiyaç azalmıştır. Nitekim, ilerleyen süreçte Sovyetler Birliği’nin Akdeniz’deki varlığı artmaya başlayınca hem Türkiye'nin hem de Doğu Akdeniz’in güvenliği açısından Kıbrıs’ın önemi artmıştır. Bu nedenle ABD, Kıbrıs sorununda Türkiye’ye karşı daha yumuşak bir tavır tercih etmeye başlamıştır.


http://rapidshare.com/files/193366311/johnson_mektubu.wmv

16 Mart Katliamı - Can Dündar

16 Mart Katliamı, 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırıdır.

16 MART KATLİAMI BELGESELİ - CAN DÜNDAR

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi olan Ülkücü öğrencilerin içinde gizlice faaliyet gösteren genç bir istihbaratçı, İstanbul Emniyeti'ne geçtiği bilgi notunda, ülkücülerin 8-10 gün içinde İstanbul Üniversitesi çıkışında solcu öğrencilerin üzerine dinamit atıp, silahlı tarama yapacakları’’nı bildirmiştir.

Emniyet arşivine 7 Mart 1978 tarih, 1.D.2.12780 koduyla girip resmiyet kazanan bilgi notunda belirtilen yer ve tarihte gerçekleşen katliama engel olunmadı. Bilgi notu katliamla ilgili soruşturma ve yargılamalar sürerken hiç ortaya çıkmadı. Olaydan 19 yıl sonra dava ikinci kez açılıncaya, bilgi notunun yazılışının üzerinden 22 yıl geçinceye kadar.

16 MART KATLİAMI BELGESELİ - CAN DÜNDAR

Şükrü Balcı ve Süreyya San'ın aralarında bulunduğu polis şefleri ‘‘görevlerinde kayıtsız kalmak’’la, Reşat Altay ise saldırıya uğrayan öğrencileri dağılma noktasına kadar koruma altında tutması gerekirken üniversite kapısında terketmekle suçlandılar. İzmit 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde TCK 230 uyarınca görevi ihmalden yargılanıp, delil yetersizliğinden beraat ettiler. Sanık emniyetçiler hakkında verilen tek ceza polis başmüfettişlerinin önerdiği, disiplin cezası niteliğindeki ‘‘ihtar’’ cezası olmuştur.


http://rapidshare.com/files/193364892/16_mart_1978.wmv

Utanç Gecesi Belgeseli-Can Dündar

Utanç Gecesi Belgeseli-Can Dündar

6 Eylül 1955’te saat 13.00’de devlet radyosu Yunanistan’ın Selanik kentinde Atatürk’ün doğduğu eve bomba atıldığı haberini duyur. Bunun üzerine İstanbul Ekspres gazetesi öğlen baskısında olayı “Atamızın Evi Bomba ile Hasara uğradı” başlığıyla manşetten atar. “Kıbrıs Türktür Cemiyeti”nin çağrısı doğrultusunda öğleden sonra ilk önce milliyetçi öğrenci birlikleri toplanmaya başlar ve daha sonra çevre illerden de gelenlerle beraber sayısı 100.000’i bulan bir kitle Beyoğlu İstiklal Caddesinde bir araya gelerek Rumlara ait dükkanları tahrip ve talan başlar. 6 Eylül akşamı başlayan ve yaklaşık 9 saat süren olaylar sonrasında (aralarında iki Ortodoks papaz da olmak üzere) 13 ile 16 arası Rum ve en az bir Ermeni vatandaşı hayatını kaybetmiş, 32 Rum da ağır yaralanmıştır. Fiziksel zarar, 4.348 Ruma ait işyeri, 110 otel, 27 eczane, 23 okul, 21 fabrika ve 73 kilise ve mezarlıklar ile 1000’in üzerinde Rumlara ait evin tahrip edilmesi ya da yakılması şeklinde ortaya çıkmıştır.


http://rapidshare.com/files/193277200/6_7_eylul.wmv

Beyaz İhtilal Belgeseli-Can Dündar

Beyaz İhtilal Belgeseli-Can Dündar

TÜRKİYE'nin tarihinde ilk defa hakim teminatı altında, tek dereceli çok partili kapalı oy, açık tasnif esasına dayalı bir genel seçim 14 Mayıs 1950 tarihinde yapıldı. Bunun sonucunda yine Türkiye'nin tarihinde ilk defa iktidar kansız, kavgasız, hilesiz, entrikasız ve darbesiz bir şekilde el değiştirmiş oldu. Bunun için 14 Mayıs tarihimizin en önemli 'ilk'lerinden bir tanesidir. 14 Mayıs'a Türkiye kolay bir şekilde gelmemiştir. Burada tarih boyunca toplumumuzun demokratikleşmesini ve milletimizin demokrasi özleminin gelişimini anlatmayacağız. Sadece 1946'dan, 14 Mayıs 1950'ye kadar geçen zamana şöyle bir bakmak Türkiye'ye demokrasinin hem nasıl ve hem de hangi zorluklarla geldiğini göstermek için yeterli olacaktır.
7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti Celal Bayar, Adanan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kurulmuştur. Milletimiz tarafından çok büyük bir heyecanla karşılanmış ve büyük bir destek görmüştü. Demokrat Parti'nin gösterdiği hızlı gelişme ise Tek Parti yönetimini rahatsız etmişti. Demokrat Parti'nin teşkilatlanması ve olağan bir siyasal mücadele vermesinin önü her yola başvurularak kesilmek isteniyordu. Bu arada Tek Parti yönetimi Demokrat Parti'yi hazırlıksız ve bütün teşkilatlandırmasını henüz bitirmeden yakalamak için 23 Temmuz 1946'da bir erken ve baskın genel seçime karar verdi. Bu seçimlerde oylar sandığın yanında duruyor ve herkesin hangi partiye oy verdiği açıkça belli oluyordu. Buna mukabil, sandıklar kapanınca sayım kapılar kapatılıp sadece sandık kurulları tarafından yapılıyordu. 1946 seçimleri her yerde her türlü baskı ve hilelerle dolu geçmişti. Tarihimiz için tam bir yüz karası olmuştur.
Seçimlerin böyle yapılmış olması bütün halkta büyük bir infal uyandırdı. Tek Parti yönetiminin ise tutumunu değiştirmeye hala niyeti olmadığı görülüyordu. CHP'nin en sert ve en otoriter milletvekili Recep Peker Başbakanlığa getirildi.
'Sine-i millete dönmek'
BUNA mukabil Demokrat Parti'de demokrasinin gelmesi için ısrarlı olmakta kararlıydı. DP'nin 1. Büyük Kongresi, iktidar demokrasinin yolunu açmadığı ve seçim kanunu değiştirmediği taktirde DP milletvekillerinin istifa ederek 'sine-i millet dönmesini' karar altına alıyordu. Bu çok ciddi bir ikazdı. Buna demokratik bir ültümaton da denebilir. Demokrat Pari tek parti yönetimine baskılarını en azından belli bir ölçüde hafifletmez ve hür ve adil seçimi getirmezsen seni biz oynamak istediğin göstermelik demokrasi oyununda yalnız bırakır ve bu oyunun asla bir parçası ve figüranı olmayız. Biz BMM'den çekildiğimiz vakit, zaten 46 seçimlerinin ağır şahibesi altında olan iktidarımızın meşruiyetinin son dayanağı da ortadan kalkmış olur. Aradan biz çekiliriz, milletle başbaşa kalırsınız ve başınızın çaresine bakarsınız diyordu.
Bu güçlü, haklı ve kararlı ikaz görevini yerine getirmiştir. Tek Parti yönetimi gerekli mesajı almıştı. Yumuşamaya ve bunun sinyallerini vermeye başladı. İktidar baskı yapmaktan ve idare taraf tutmaktan uzaklaşmasada sonuçta seçim kanununda gerekli değişiklikler yapıldı. Demokrat Parti'nin ve milletimizin kararlılığı 14 Mayıs'ın yolu açılmış oldu.
Ne dış baskı, ne yönetimin lütfu
TÜRKİYE'DEKİ demokrasiye geçişi kimileri dış baskılara, kimileri ise bunu tek parti yönetiminin adeta millete bir lütfu ve ihsanı olarak göstermek istemişlerdir. Bunlar yanlıştır. Türk milletinin demokrasi için verdiği mücadeleyi ve kararlılığı küçültmek ve örtmek niyeti taşımaktadırlar. Sadece 1946'dan 1950'ye kadar geçen zaman diliminin olaylarına şöyle bir bakmak dahi demokrasinin milletimizin eseri olduğunu ortaya koyacaktır.
Bu cümleden olmak üzere şu husus da asla unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'de Türk Demokrasisi'de ortak bir köke sahiptirler. Bir başka ifade ile Cumhuriyet'in temel öğelerinin en önemlilerinden bir tanesi ile Demokrasinin istinad ettiği temel öğe aynıdır. Bu da Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesidir. Yeter söz milletin demek egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesinin artık uygulama zaman geldi, bu daha fazla ertelenemez anlamına gelmektedir.
Cumhuriyet'in temelinde var olan Egemenlik milletindir ilkesi aynı zamanda Devletin millete, demokrasiye geçileceğinin vaad edilmesi demektir. Keşke demokrasiye 1950'den önce geçseydik. Ancak bu ayrı bir konudur. Geçiş 14 Mayıs 1950'de gerçekleşebilmiştir. Devlette, milletine vermiş olduğu vaadi yerine getirmiştir. Bu açıdan bakınca 14 Mayıs 1950, Cumhuriyet'in kuruluşunun da tamamlanması anlamına gelmektedir.
Bunun içindir ki 14 Mayıs 1950 Türk Milleti'nin, Demokrasi ve Milli irade bayramıdır.



http://rapidshare.com/files/192995024/beyaz_ihtilal.wmv



Kıbrıs'ın 50 Yılı Türkçe

alt

Türkiye'nin halen hasas bir konusu olan Kıbrıs adasının tarihi,siyasi karışıklıkları ve bölünmesi ile devam eden süreci belgeleri,tanıkları ve bilinmeyen gerçekleri ile anlatan bir belgesel.Osmanlı döneminden beri kardeşçe yaşayan türk ve rum halkı osmanlı imparatorluğu yıkıldıkdan sonra bir kaos ortamında yaşamaya mahkum edilirler.Yunanistan'ın "Enosis" adını verdiği Kıbrıs adasının Yunanistan'a bağlanması fikri ile Türkiye ve Yunanistan ilişkileri bozulur.İlk önce adaya Yunanistan destekli ve Enosis'e inanmış kanlı terör örgütü EOKA adlı bir milis gücü yerleşerek ,adadaki rum halkını türklere karşı kışkırtmaya başlar.1964 ve 1967 yıllarında adadaki türk halkına inanılmaz zulüm, işkence ve katliam yapan EOKA örgütünün bu durumunu gören Türkiye acil bir karar alarak adaya askeri bir müdahale yapılmasını kararlaştırır ancak her defasında ABD başkanının araya girmesi ile harekattan vazgeçer.İlerleyen yıllarda Yunanistan'da çıkan askeri darbeler ve siyasi karışıklıklar neticesinde Kıbrıs adasının Yunanistan'a katma hayalleri bir kez daha alevlenir.1974'de dönemin başbakanı Bülent Ecevit büyük bir cesaret örneği göstererek Kıbrıs adasına askeri çıkartma kararını alır.Kıbrıs barış harekatı adı altında yapılacak bu çıkartmadan sonra adanın siyasi haritası tamamiyle değişecek,Türkiye-ABD ilişkileri bozulacak ve ilerleyen yıllarda Yunanistan'ın Avrupa devletlerini siyasi arenada kuracağı lobiler ile Türkiye'yi bu harekattan dolayı köşeye sıkıştırma politikaları neticesinde bir nevi "bedel" ödetmek için her yolu kullancaktır.

Usta gazeteci Mehmet Ali Bİrand'ın 25 mayıs,12 mart ve 12 eylül darbeleri üçlemesi belgesellerinden sonra çekmiş olduğu son siyasi belgesel olan "Kıbrıs'ın 50 yılı" adanın nerelerden ,nerelere geldiğini belgeleriyle yerli ve yabancı tanıkları ile yine kendine has anlatımı ile seyirciye aktarıyor.


http://rapidshare.com/files/191625632/Kibris_in_50_Yili.part01.rar 
http://rapidshare.com/files/191639436/Kibris_in_50_Yili.part02.rar 
http://rapidshare.com/files/191653557/Kibris_in_50_Yili.part03.rar 
http://rapidshare.com/files/191668063/Kibris_in_50_Yili.part04.rar 
http://rapidshare.com/files/191912410/Kibris_in_50_Yili.part05.rar 
http://rapidshare.com/files/191921848/Kibris_in_50_Yili.part06.rar 
http://rapidshare.com/files/191932025/Kibris_in_50_Yili.part07.rar 
http://rapidshare.com/files/191942292/Kibris_in_50_Yili.part08.rar

Turgut Özal Belgeseli

alt

http://rapidshare.com/files/178872412/Turgut_Ozal.part1.rar
http://rapidshare.com/files/178892077/Turgut_Ozal.part2.rar

Kan Uykusu & Kan Uykusu 2: Kınalı Türkü

alt

Binlerce şehit, milyarlarca dolar kayıp yıllardır süregelen bu sorunun elbette, tarihi, siyasi, sosyal, ekonomik onlarca nedeni var bu sorunlar yıllardır tartışılıyor. Ancak kan uykusu bu tartışmaları değil, Hakkâri özelinde 1993 1995 yılları arasında yaşananları ele alıyor. Bir komutan ve binlerce Mehmetçiğin destansı mücadelesini onların ağzından, ilk kez yayınlanan görüntülerle ekrana geliyor.
General Osman Pamukoğlu, 1993 - 1995 yılları arasında Hakkâri dağ ve komando tugayı ve güvenlik komutanlığı yapmıştır. Bu dönem, Güneydoğu’da pkk'ya karsı yapılan mücadelenin tarz ve yöntemlerinin değiştiği ve pkk'nin omurgasının kırıldığı yıllardır. Ayni dönemde, Hakkâri’de pkk teşkillerine manevra gücü olarak 1000-2000 askerden oluşan 779 harekât, manevra gücü 3000-5000 askerden meydana gelen 78
Harekât yapılmıştır. 23 kez 1000-5000 askerden oluşan kuvvetlerle kuzey ırak'taki pkk kamplarının birkaçına ayni zamanda taarruz edilmiştir. Görev yaptığı süre içinde muharebeleri bizzat yöneten ve fiilen çatışmalara giren Osman paşa ve komutasındaki askerler, 778 günde yapılanları, muharebelerin detaylarını Kan Uykusuna anlattı.


1 - http://www.protectlinks.com/165485
2 - http://www.protectlinks.com/165487
3 - http://www.protectlinks.com/165489
4 - http://www.protectlinks.com/165491



Pkk’ya karşı verilen mücadelede, şehit olan askerlerimizi ve gazilerimizi anlatan ilk belgeselin devamı niteliğindeki gene izlenmesi gereken bir belgesel.


1 - http://www.protectlinks.com/165486
2 - http://www.protectlinks.com/165488
3 - http://www.protectlinks.com/165490
4 - http://www.protectlinks.com/165492
5 - http://www.protectlinks.com/165493
6 - http://www.protectlinks.com/165494

2 Aralık 2010 Perşembe

Gelecegin Hazinesi - Beyaz Petrol Belgesel Türkçe

Gelecegin Hazinesi - Beyaz Petrol Belgesel Türkçe
Dünya su kaynaklarını yitiriyor. Nil nehri kuruyor... Ganj nehri kirletiliyor. Dünyada 8 saniyede, bir çocuk, temiz su yokluğundan hayatını kaybediyor... Ortadoğuyu gelecekte su savaşları bekliyor... Türkiye bu savaşların içinde yer alacak mı ?
" Geleceğin Hazinesi: Beyaz Petrol " belgeselinde dünyanın ve Türkiye'nin kaderine hükmeden suyun hikayesi, barışın ve savaşın anahtarı " SU " her yönüyle ele alınıyor.


1 - http://www.protectlinks.com/136676
2 - http://www.protectlinks.com/136677
3 - http://www.protectlinks.com/136678
4 - http://www.protectlinks.com/136679
5 - http://www.protectlinks.com/136680
6 - http://www.protectlinks.com/136681
7 - http://www.protectlinks.com/136682

Kirmizi Hat [Belgesel] Soguk Savas [TDM (c)]

Acıkalama ;
 Yapım Yılı: 2006
Sunucular: Zafer Elgin

Dünya'nın heryerinde, geçmişten geleceğe taşınan eski ve yeni tüm Kırmızı Hat'lar...
Olayları her yönüyle yansıtan detaylı dosyalar…
Uluslararası siyaset, küresel sorunlar,savaşlar ve barışlar, ekonomi, bilim, spor....
Dünyamızı etkileyen ve değiştiren bütün gelişmeler...
Kırmızı Hat muhabirlerinın dünyaya açtığı pencereden haberin ötesindekiler...



http://rapidshare.com/files/134418139/Kirmizi_Hat_-_Soguk_Savas____________________________________.part1.rar
http://rapidshare.com/files/134420326/Kirmizi_Hat_-_Soguk_Savas____________________________________.part2.rar
http://rapidshare.com/files/134475069/Kirmizi_Hat_-_Soguk_Savas____________________________________.part3.rar

Kanli 1 Mayis [1977][Belgese-TDM]

Açıklama ,
1 Mayıs 1977 İşçi Bayramı, 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs adıyla geçmiştir.

1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`nı doldurdu. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, miting de uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde İntercontinental Oteli`nin de üst katlarından ateş açıldı.

İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu`na itmeye başladı. Kalabalığa ateş açılıyordu fakat polis ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne saldırıyordu. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.

28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır.


http://rapidshare.com/files/133687921/Kanli_1_Mayis__1977__Belgese-TDM_.part2.rar -- 176.796 KB
http://rapidshare.com/files/133690040/Kanli_1_Mayis__1977__Belgese-TDM_.part1.rar -- 195.000 KB 

Köy Enstituleri - Belgesel - Can Dündar Türkiye 'nin Yarım Kalmış Rüyası

Türkiye 'nin Yarım Kalmış Rüyası



  •  Ülkemizin eğitim sorunu neden hala var? 
  •  Okullarımız neden ırkçı ve dinci akımların etkisinde? 
  •  Okuma yazma oranımız neden gelişmiş ülkelerin düzeyine gelemiyor? 
  •  İnsanımız neden kitap okumayı sevmiyor? 
  •  Ülkemiz neden gelişemedi? 

Bütün bu soruların yanıtı KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPANMA SÜRECİNDE bulunabilir.Köy Enstitüleri 1940-1953 yılları arasında yaşayan ve ülkemizin aydınlanmasını sağlayacağı görüldüğü için kapatılan bir eğitim devrimiydi.Can Dündar'ın Köy Enstitüleri belgeseli bir Kitap ve CD olarak yayınladı. (İmge Yayınları - Ekim 2000) Köy Enstitüsü gerçeğini açılışından kapatılışına kadar ülkenin içinde bulunduğu yılların gerçekleriyle anlatan bir belgesel. Okunması ve izlenmesi gereken bir yapıt.Katkıda bulunan herkese teşekkürler. Hem Köy Enstitülerine hem de bu belgesele...

http://rapidshare.com/files/133663684/Koey_Enstitueleri_Can_Duendar.7z

Ergenekon Örgütü Belgeseli (Can Dündar) [TDM-(c)]

Ergenekon...
Türkiye gündemini olanca genişliği ile işgal eden bir konu...Sürekli yeni isimler ve tutuklamalarla gündeme geliyor..Acaba bu olaylarla Ergenekon'un adından yeni mi yoksa yeniden mi bahsediilir oldu ? Ergenekon nedir? Naısl çalışır ? Cumhuriyet tarihindeki etkinliği neler olmuştur. Kimler tarafından kurulmuştur ?
Önceki hülkümetlerle ilişkisi ne düzeyde idi ?..

İşte bütün bu soruları bundan bir kaç yıl önce Can Dündan, Ergenekon ile ilgili yaptığı bir programda araştırıyor. Bülent Ecevitten yazar Erol mütercimlere bir çok isim ile ropörtajlar yapıyor.
Aslında bu günün peceresinden bakıldığında isimler çok tanıdık... Sanki göz altılar gibi.

Belgeselden :

" Bu tip örgütler gerektiğinde terör ve siyasi cinayetlerle anarşiyi araç olarak kullanarak, faşist askeri darbeler için ortam hazırlar Ve bu suretle az gelişmiş ülke düzenlerinin emperyalist çıkarlara uyarlı şekle dönüştürülmesini sağlarlar... "

" Sanığın taammüden cinayeti işlediği mahkemece sabit görülmüştür.Ancak askeri yargıtay daireler kurulu kararın direnilemiyeceğinden sanığın beratine karar verilmiştir."


http://rapidshare.com/files/133555057/Ergenekon_oerguetue_Belgeseli__Can_Duendar___TDM-_c__.exe

Azerbaycan ve Ermeni Katliamları

http://i33.tinypic.com/wagk6d.jpg

http://rapidshare.com/files/130517498/Azerbaycan_ve_Ermeni_Katliamlar_.rar.html

Türkçe Giderse Türkiye Gider (Oktay Sinanoğlu)

Turkce Giderse Turkiye Gider (2007) Oktay Sinanoğlu

Dünyada neler olduğunu anlarsak Türkiye’de neler olduğunu veya olacağını daha iyi anlarız. En tehlikeli sömürgecilik, köleleşme zihinlerin ve gönüllerin sömürgeleşmesi köleleşmesidir. Birinci vazifemiz gönlümüzü ve zihnimizi kölelikten kurtarmaktır. Bunun için kendi dilimizi, Türkçe ile eğitim şarttır. Türkiye’nin savunması Türkçe’nin savunması ile başlar. Bir millet tarihten nasıl sinir? Türkiye’nin bugün ne sanayisi, tarımı, teknolojisi kalmıştır ne de araştırma bilimi kalmıştır. Son çıkarılan kanunlarla topraklar yabancılara çok ucuza satılmaktadır. İşte 50 yıldır olan eğitim sistemi ile adı vatan olan şehit kanıyla sulanmış toprakları kolayca yabancılara satacaklar yetiştirilmiştir. Topraklar da gittikten sonra sıra sepet havasına gelir. Havai, Haıtı, Filistin’e bakın neler olmuştur.



http://rapidshare.com/files/190978347/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part01.rar
http://rapidshare.com/files/190993733/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part02.rar
http://rapidshare.com/files/191028188/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part03.rar
http://rapidshare.com/files/191054133/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part04.rar
http://rapidshare.com/files/191081341/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part05.rar
http://rapidshare.com/files/191110956/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part06.rar
http://rapidshare.com/files/191354292/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part07.rar
http://rapidshare.com/files/191505551/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part08.rar
http://rapidshare.com/files/191528068/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part09.rar
http://rapidshare.com/files/191553106/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part10.rar
http://rapidshare.com/files/191584227/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part11.rar
http://rapidshare.com/files/191634733/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part12.rar
http://rapidshare.com/files/191671274/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part13.rar
http://rapidshare.com/files/191707877/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part14.rar
http://rapidshare.com/files/191741857/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part15.rar
http://rapidshare.com/files/191774116/T_rk_e_Giderse_T_rkiye_Gider.part16.rar