Can Dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Can Dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2011 Pazar

Ergenekon Orgutu Belgeseli Can Dundar



Ergenekon Örgütü Nedir?

Ergenekon Operasyonunun hız kazanması, üzerine örgütün yapısı merak edilmeye başlandı.
İşte kısacık bir tanımlamayla Ergenekon'un örgütlenmesi ve amacı.
"Ergenekon" olarak bilinen örgütlenme, başkana doğrudan bağlı olan dört daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluşuyor.

"Lobi" adı verilen sivil unsurların örgütlenmesini sağlayan oluşumla ilişkileri bu iki sivil sağlıyor.
Örgüt, Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek olduğuna inanıyor.

Kendi belirlediği "İç düşmanları" pasifize etmek, hatta ortadan kaldırmak için suikastları "kaçınılmaz" görüyor.
Entelektüellere önem veriyor. Medyayı, sivil toplum kuruluşlarını (STK) kullanmanın önemine vurgu yapıyor.

"Naylon terör grupları" ile naylon şirketlerin kurulması gerektiğini düşünüyor.
Finansmanı büyük oranda yurt dışı kaynaklardan temin ediliyor.

Ergenekon...
Türkiye gündemini olanca genişliği ile işgal eden bir konu...
Sürekli yeni isimler ve tutuklamalarla gündeme geliyor..
Acaba bu olaylarla Ergenekon'un adından yeni mi yoksa yeniden mi bahsediilir oldu ? Ergenekon nedir? Naısl çalışır ?
Cumhuriyet tarihindeki etkinliği neler olmuştur.
Kimler tarafından kurulmuştur ?
Önceki hülkümetlerle ilişkisi ne düzeyde idi ?..

İşte bütün bu soruları bundan bir kaç yıl önce Can Dündan, Ergenekon ile ilgili yaptığı bir programda araştırıyor.
Bülent Ecevitten yazar Erol mütercimlere bir çok isim ile ropörtajlar yapıyor.
Aslında bu günün peceresinden bakıldığında isimler çok tanıdık... Sanki göz altılar gibi.

Belgeselden :

" Bu tip örgütler gerektiğinde terör ve siyasi cinayetlerle anarşiyi araç olarak kullanarak,
faşist askeri darbeler için ortam hazırlar
Ve bu suretle az gelişmiş ülke düzenlerinin emperyalist çıkarlara uyarlı şekle dönüştürülmesini sağlarlar... "

" Sanığın taammüden cinayeti işlediği mahkemece sabit görülmüştür.
Ancak askeri yargıtay daireler kurulu kararın direnilemiyeceğinden sanığın beratine karar verilmiştir."
 

Download Fileserve : 


Download Filejungle :

16 Ocak 2011 Pazar

Karaoğlan (Ecevit) Belgeselif-02

Karaoğlan (Ecevit) Belgeselif-02

Can Dündar'ın Hazırladığı Bülent Ecevit Belgeseli: Karaoğlan

Yapım Tarihi : 2003 / 2004
Bölüm Sayısı : 5
Yönetmen - Rıdvan AKAR
Hazırlayan - Can DÜNDAR
Kameraman - Murat ÖZCAN




Deniz Baykal Belgeseli- Can Dündar

Lider Portreleri dizisinin Deniz Baykal bölümü.
17 Temmuz 2007'de NTV'de yayınlanan 35 dakikalık "Deniz Baykal" belgeseli



http://rapidshare.com/files/194723623/liderler_jenerik.wmv
http://rapidshare.com/files/194731290/lider_deniz_baykal.wmv

Recep Tayyip Erdoğan Belgeseli- Can Dündar

Recep Tayyip Erdoğan Belgeseli- Can Dündar

Lider Portreleri dizisinin Recep Tayyip Erdoğan bölümü.
14 Temmuz 2007'de NTV'de yayınlanan 42 dakikalık "Recep Tayyip Erdoğan" belgeseli



http://rapidshare.com/files/194723623/liderler_jenerik.wmv
http://rapidshare.com/files/194733415/lide...yip_erdogan.wmv

Mehmet Ağar Belgeseli- Can Dündar

Mehmet Ağar Belgeseli- Can Dündar

Mehmet Ağar Belgeseli- Can Dündar
Lider Portreleri dizisinin Mehmet Ağar bölümü.
13 Temmuz 2007'de NTV'de yayınlanan 45 dakikalık "Mehmet Ağar" belgeseli



http://rapidshare.com/files/194723623/liderler_jenerik.wmv
http://rapidshare.com/files/194733820/lider_mehmet_agar.wmv

Devlet Bahçeli Belgeseli- Can Dündar

Devlet Bahçeli Belgeseli- Can Dündar

Devlet Bahçeli Belgeseli- Can Dündar
Lider Portreleri dizisinin Devlet Bahçeli bölümü.
11 Temmuz 2007'de NTV'de yayınlanan 42 dakikalık "Devlet Bahçeli" belgeseli



http://rapidshare.com/files/194732905/lide...let_bahceli.wmv

Körfez Savaşı Belgeseli- Can Dündar

Körfez Savaşı'nın anlatıldığı 43 dakikalık "Körfez Savaşı" belgeseli

Birinci Körfez Savaşı (1990-1991), ABD öncülüğünde, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak Devleti arasında yapılan savaştır.

Savaşın başlamasıyla Irak ve Kuveyt'te özellikle stratejik hedefler bombalandı. Çöl fırtınası adı verilen bu harekat, 24-28 Şubat 1991 tarihlerinde 100 Saatlik Kara Harekatı ile Kuveyt'te Irak Kara Kuvvetlerinin büyük bir kısmının imhası ve kalanlarının esir veya Kuveyt'i terk etmeleri ile sonuçlandırıldı.

Körfez Savaşına katılan Koalisyon Kuvvetleri ve Irak askeri heyetleri arasında 3 Mart 1991 günü Kuveyt-Suudi sınırının kuzeyindeki Safven kasabası yakınında çölde bir çadır içinde ateşkes görüşmeleri yapıldı. Irak, Kuveyt'i ilhak kararını kaldırmak ve tazminat ödemek başta olmak üzere bütün şartları kabul etmek zorunda kaldı. Bu şekilde Körfez Savaşı fiilen sona ermiş oldu. 1991 yılı Nisan ayının ilk haftasında, Irak'ın BM Güvenlik Konseyi tarafından ortaya konan ateşkes şartlarını kabul ettiğine dair yazılı müracaatı ile de Körfez Savaşı resmen sona erdi.

Türkiye, Körfez Savaşına fiili olarak katılmadı. İncirlik Hava Üssü'ndeki Amerikan uçaklarının kullanılmasına müsaade etti ve Birleşmiş Milletlerin aldığı bütün kararlara uydu. Ayrıca, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapattı...


http://rapidshare.com/files/193370152/korfez_savas.wmv

Milât Belgeseli- Can Dündar

Milât Belgeseli- Can Dündar

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti.

Böylece, Türkiye devletinin yönetimi biçimi "Cumhuriyet" olarak, adı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin, ilk "Cumhurbaşkanı" oldu. Cumhuriyetin ilanı, yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.

Cumhuriyette Atatürk'ün de söylediği üzere, "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur." Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.


http://rapidshare.com/files/193365316/ogun_milat.wmv

Sivas Cehennemi Belgeseli- Can Dündar

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Otelinde yakılarak katledilen aydınlarımızın anısına.


http://rapidshare.com/files/193368623/sivas_cehennemi.wmv

Deprem Belgeseli-Can Dündar

 Deprem Belgeseli-Can Dündar

17 Ağustos depreminin anlatıldığı Can Dündar yapımı 40 dakikalık "Deprem" belgeseli.


http://rapidshare.com/files/193362870/ogun_deprem.wmv

Johnson Mektubu Belgeseli-Can Dündar

Johnson Mektubu Belgeseli-Can Dündar

ABD başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Türkiye başbakanı İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla ve kaba bir üslupla yazılmış mektup.

Kıbrıs’ta yaşanan çatışmaların artması ve Rum tarafının silahlanma kararı alması üzerine 2 Haziran 1964 tarihinde Türkiye hükümeti Kıbrıs’a çıkarma yapma kararını açıkladı ve gerekli hazırlıklara başladı. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de askeri hareketlilik artmaya başlamıştı. Yaşanan gelişmelerden rahatsızlık duyan ABD, bölgede çıkacak bir savaşı kendi stratejik çıkarlarına aykırı bulmaktaydı. Bu nedenle ABD tarafı devreye girme ihtiyacı duydu. Başkan Johnson tarafından imzalanan ve daha sonraları “Johnson mektubu” olarak tarihe geçen ünlü mektup 5 Haziran 1964’te Türkiye başbakanı İnönü’ye iletildi.

Mektupta, Türkiye'nin adaya tek taraflı müdahalesinin Türk ve Yunan tarafları arasında savaşa yol açabileceği ve NATO üyesi olan bu iki ülkenin savaşmasının kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir. Türkiye'nin müdahale kararı almadan önce müttefiklerine danışması gerektiği anımsatılmıştır. Ayrıca bu savaşın Sovyetler Birliği’nin de Türkiye’ye müdahale ihtimalini doğuracağı ve NATO'nun böyle bir durumda Türkiye'yi savunma konusunda isteksiz olacağı ima edilmiştir. ABD'nin Türkiye’ye sağladığı askeri malzemenin bu müdahalede kullanılmasına izin verilmeyeceği belirtilmiştir. Mektubun ardından Türkiye müdahale kararından vazgeçmiştir. İsmet İnönü 21 Haziran 1964’te ABD’ye giderek başkan Johnson ile bir görüşmede bulunmuştur.

Mektup hem Türk kamuoyunda hem de Türk dış politikasında yarattığı etki ile büyük önem taşımaktadır. Mektup çok sert ve kaba bir üslupla yazılmış, küçük düşürücü ifadelere yer vermiştir. Bir süre kamuoyundan gizlenen mektup hem yönetim kademelerinde hem de Türk halkında büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Ayrıca Türkiye-ABD ilişkilerinde ve Türk dış politikasında bazı önemli değişikliklerin habercisi olmuştur. O dönemde Batı bloğu içerisinde yer alan Türkiye, bu mektup sayesinde kendi ulusal çıkarlarının Batı bloğunun, özellikle de blok lideri ABD’nin çıkarlarıyla çeliştiği noktada bağımsız politikalar geliştirme konusunda sıkıntılar yaşanabileceğini görmüş, ABD'nin kimi zaman kendisini yalnız bırakabileceğini anlamıştır. Burada uluslararası sistemin de etkisi görülmektedir. İki kutuplu sistemde bloklar arasındaki ayrım sertleştiği oranda blok üyeleri, içinde yer aldıkları bloktan bağımsız politikalar geliştirmekte zorlanmaktadır. Nitekim bu tarihten sonra bloklar arasındaki ilişkilerin yumuşamaya başlamasının da etkisi ile Türkiye çok yönlü politikalar izlemeye başlamıştır. Dış politikada ABD'ye olan bağımlılık azalmış hatta en düşük seviyeye inmiş, Sovyetler Birliği ile yakınlaşma süreci başlamıştır.

ABD’nin sert tavrının nedenlerinden biri de o yıllarda Türkiye'nin stratejik öneminde görülen nispi azalmadır. ABD'nin 1960 yılında nükleer başlık taşıyabilen stratejik denizaltıları kullanmaya başlaması ile Türkiye’deki üslere olan ihtiyaç azalmıştır. Nitekim, ilerleyen süreçte Sovyetler Birliği’nin Akdeniz’deki varlığı artmaya başlayınca hem Türkiye'nin hem de Doğu Akdeniz’in güvenliği açısından Kıbrıs’ın önemi artmıştır. Bu nedenle ABD, Kıbrıs sorununda Türkiye’ye karşı daha yumuşak bir tavır tercih etmeye başlamıştır.


http://rapidshare.com/files/193366311/johnson_mektubu.wmv

16 Mart Katliamı - Can Dündar

16 Mart Katliamı, 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırıdır.

16 MART KATLİAMI BELGESELİ - CAN DÜNDAR

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi olan Ülkücü öğrencilerin içinde gizlice faaliyet gösteren genç bir istihbaratçı, İstanbul Emniyeti'ne geçtiği bilgi notunda, ülkücülerin 8-10 gün içinde İstanbul Üniversitesi çıkışında solcu öğrencilerin üzerine dinamit atıp, silahlı tarama yapacakları’’nı bildirmiştir.

Emniyet arşivine 7 Mart 1978 tarih, 1.D.2.12780 koduyla girip resmiyet kazanan bilgi notunda belirtilen yer ve tarihte gerçekleşen katliama engel olunmadı. Bilgi notu katliamla ilgili soruşturma ve yargılamalar sürerken hiç ortaya çıkmadı. Olaydan 19 yıl sonra dava ikinci kez açılıncaya, bilgi notunun yazılışının üzerinden 22 yıl geçinceye kadar.

16 MART KATLİAMI BELGESELİ - CAN DÜNDAR

Şükrü Balcı ve Süreyya San'ın aralarında bulunduğu polis şefleri ‘‘görevlerinde kayıtsız kalmak’’la, Reşat Altay ise saldırıya uğrayan öğrencileri dağılma noktasına kadar koruma altında tutması gerekirken üniversite kapısında terketmekle suçlandılar. İzmit 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde TCK 230 uyarınca görevi ihmalden yargılanıp, delil yetersizliğinden beraat ettiler. Sanık emniyetçiler hakkında verilen tek ceza polis başmüfettişlerinin önerdiği, disiplin cezası niteliğindeki ‘‘ihtar’’ cezası olmuştur.


http://rapidshare.com/files/193364892/16_mart_1978.wmv

Utanç Gecesi Belgeseli-Can Dündar

Utanç Gecesi Belgeseli-Can Dündar

6 Eylül 1955’te saat 13.00’de devlet radyosu Yunanistan’ın Selanik kentinde Atatürk’ün doğduğu eve bomba atıldığı haberini duyur. Bunun üzerine İstanbul Ekspres gazetesi öğlen baskısında olayı “Atamızın Evi Bomba ile Hasara uğradı” başlığıyla manşetten atar. “Kıbrıs Türktür Cemiyeti”nin çağrısı doğrultusunda öğleden sonra ilk önce milliyetçi öğrenci birlikleri toplanmaya başlar ve daha sonra çevre illerden de gelenlerle beraber sayısı 100.000’i bulan bir kitle Beyoğlu İstiklal Caddesinde bir araya gelerek Rumlara ait dükkanları tahrip ve talan başlar. 6 Eylül akşamı başlayan ve yaklaşık 9 saat süren olaylar sonrasında (aralarında iki Ortodoks papaz da olmak üzere) 13 ile 16 arası Rum ve en az bir Ermeni vatandaşı hayatını kaybetmiş, 32 Rum da ağır yaralanmıştır. Fiziksel zarar, 4.348 Ruma ait işyeri, 110 otel, 27 eczane, 23 okul, 21 fabrika ve 73 kilise ve mezarlıklar ile 1000’in üzerinde Rumlara ait evin tahrip edilmesi ya da yakılması şeklinde ortaya çıkmıştır.


http://rapidshare.com/files/193277200/6_7_eylul.wmv

Beyaz İhtilal Belgeseli-Can Dündar

Beyaz İhtilal Belgeseli-Can Dündar

TÜRKİYE'nin tarihinde ilk defa hakim teminatı altında, tek dereceli çok partili kapalı oy, açık tasnif esasına dayalı bir genel seçim 14 Mayıs 1950 tarihinde yapıldı. Bunun sonucunda yine Türkiye'nin tarihinde ilk defa iktidar kansız, kavgasız, hilesiz, entrikasız ve darbesiz bir şekilde el değiştirmiş oldu. Bunun için 14 Mayıs tarihimizin en önemli 'ilk'lerinden bir tanesidir. 14 Mayıs'a Türkiye kolay bir şekilde gelmemiştir. Burada tarih boyunca toplumumuzun demokratikleşmesini ve milletimizin demokrasi özleminin gelişimini anlatmayacağız. Sadece 1946'dan, 14 Mayıs 1950'ye kadar geçen zamana şöyle bir bakmak Türkiye'ye demokrasinin hem nasıl ve hem de hangi zorluklarla geldiğini göstermek için yeterli olacaktır.
7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti Celal Bayar, Adanan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kurulmuştur. Milletimiz tarafından çok büyük bir heyecanla karşılanmış ve büyük bir destek görmüştü. Demokrat Parti'nin gösterdiği hızlı gelişme ise Tek Parti yönetimini rahatsız etmişti. Demokrat Parti'nin teşkilatlanması ve olağan bir siyasal mücadele vermesinin önü her yola başvurularak kesilmek isteniyordu. Bu arada Tek Parti yönetimi Demokrat Parti'yi hazırlıksız ve bütün teşkilatlandırmasını henüz bitirmeden yakalamak için 23 Temmuz 1946'da bir erken ve baskın genel seçime karar verdi. Bu seçimlerde oylar sandığın yanında duruyor ve herkesin hangi partiye oy verdiği açıkça belli oluyordu. Buna mukabil, sandıklar kapanınca sayım kapılar kapatılıp sadece sandık kurulları tarafından yapılıyordu. 1946 seçimleri her yerde her türlü baskı ve hilelerle dolu geçmişti. Tarihimiz için tam bir yüz karası olmuştur.
Seçimlerin böyle yapılmış olması bütün halkta büyük bir infal uyandırdı. Tek Parti yönetiminin ise tutumunu değiştirmeye hala niyeti olmadığı görülüyordu. CHP'nin en sert ve en otoriter milletvekili Recep Peker Başbakanlığa getirildi.
'Sine-i millete dönmek'
BUNA mukabil Demokrat Parti'de demokrasinin gelmesi için ısrarlı olmakta kararlıydı. DP'nin 1. Büyük Kongresi, iktidar demokrasinin yolunu açmadığı ve seçim kanunu değiştirmediği taktirde DP milletvekillerinin istifa ederek 'sine-i millet dönmesini' karar altına alıyordu. Bu çok ciddi bir ikazdı. Buna demokratik bir ültümaton da denebilir. Demokrat Pari tek parti yönetimine baskılarını en azından belli bir ölçüde hafifletmez ve hür ve adil seçimi getirmezsen seni biz oynamak istediğin göstermelik demokrasi oyununda yalnız bırakır ve bu oyunun asla bir parçası ve figüranı olmayız. Biz BMM'den çekildiğimiz vakit, zaten 46 seçimlerinin ağır şahibesi altında olan iktidarımızın meşruiyetinin son dayanağı da ortadan kalkmış olur. Aradan biz çekiliriz, milletle başbaşa kalırsınız ve başınızın çaresine bakarsınız diyordu.
Bu güçlü, haklı ve kararlı ikaz görevini yerine getirmiştir. Tek Parti yönetimi gerekli mesajı almıştı. Yumuşamaya ve bunun sinyallerini vermeye başladı. İktidar baskı yapmaktan ve idare taraf tutmaktan uzaklaşmasada sonuçta seçim kanununda gerekli değişiklikler yapıldı. Demokrat Parti'nin ve milletimizin kararlılığı 14 Mayıs'ın yolu açılmış oldu.
Ne dış baskı, ne yönetimin lütfu
TÜRKİYE'DEKİ demokrasiye geçişi kimileri dış baskılara, kimileri ise bunu tek parti yönetiminin adeta millete bir lütfu ve ihsanı olarak göstermek istemişlerdir. Bunlar yanlıştır. Türk milletinin demokrasi için verdiği mücadeleyi ve kararlılığı küçültmek ve örtmek niyeti taşımaktadırlar. Sadece 1946'dan 1950'ye kadar geçen zaman diliminin olaylarına şöyle bir bakmak dahi demokrasinin milletimizin eseri olduğunu ortaya koyacaktır.
Bu cümleden olmak üzere şu husus da asla unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'de Türk Demokrasisi'de ortak bir köke sahiptirler. Bir başka ifade ile Cumhuriyet'in temel öğelerinin en önemlilerinden bir tanesi ile Demokrasinin istinad ettiği temel öğe aynıdır. Bu da Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesidir. Yeter söz milletin demek egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesinin artık uygulama zaman geldi, bu daha fazla ertelenemez anlamına gelmektedir.
Cumhuriyet'in temelinde var olan Egemenlik milletindir ilkesi aynı zamanda Devletin millete, demokrasiye geçileceğinin vaad edilmesi demektir. Keşke demokrasiye 1950'den önce geçseydik. Ancak bu ayrı bir konudur. Geçiş 14 Mayıs 1950'de gerçekleşebilmiştir. Devlette, milletine vermiş olduğu vaadi yerine getirmiştir. Bu açıdan bakınca 14 Mayıs 1950, Cumhuriyet'in kuruluşunun da tamamlanması anlamına gelmektedir.
Bunun içindir ki 14 Mayıs 1950 Türk Milleti'nin, Demokrasi ve Milli irade bayramıdır.



http://rapidshare.com/files/192995024/beyaz_ihtilal.wmv



Mustafa (2008)

alt

Tür : Belgesel / Tarihi / Biyografi
Gösterim Tarihi : 29 Ekim 2008
Yönetmen : Can Dündar
Yapım : 2008, Türkiye
Süre : 130 dk.

Oyuncular
Gökhan Akyüz (Mustafa Kemal- Cumhuriyet Dönemi)
Bahadır Yazıcı (Mustafa Kemal-Kurtuluş Savaşı dönemi)
Burak Onaran (Mustafa Kemal- Harbiye dönemi)
Ediz Mehmedali (Mustafa Kemal-Manastır dönemi)
Georgios Chondrogiannis (Mustafa Kemal-Langaza dönemi)
Onur Aymerger (Mustafa Kemal-Çocukluk dönemi)
Aleksander Korlevski (Mustafa Kemal-Langaza dönemi)

Filmin Konusu
10 Kasım 2008, Atatürk’ün ölümünün 70. yıldönümü. Türkiye 70 yılda Ata’sı için dört başı mamur bir film yapamadı. Yapılan belgeseller, Türkiye ölçeğiyle sınırlı, belli bir dönemle kısıtlı ve resmi bir dilde tutsak kaldı.

Selânik’ten Dolmabahçe’ye kadar hayatını başından sonuna mercek altına alan, onu şablonlardan uzak olarak askeri, siyasi, insani boyutlarıyla anlatan bir filmin eksikliği hep hissedildi. Mustafa, işte bu ihtiyaca cevaben hazırlandı.

15 yıldır Atatürk belgeselleri yapan, Sarı Zeybek'le seyirciyi Ata’nın insani yüzüyle tanıştıran Can Dündar ve ekibi şimdi onun bütün hayatını sinema diliyle anlatıyor. Filmin müziklerini ise, Atatürk gibi Balkanlardan yetişmiş uluslararası bir müzisyen olan Goran Bregoviç besteledi.


http://rapidshare.com/files/190874852/mustafa_dvdrip_xvid.part1.rar.html
http://rapidshare.com/files/190896596/mustafa_dvdrip_xvid.part2.rar.html
http://rapidshare.com/files/190915426/mustafa_dvdrip_xvid.part3.rar.html
http://rapidshare.com/files/190931618/mustafa_dvdrip_xvid.part4.rar.html
http://rapidshare.com/files/190947280/mustafa_dvdrip_xvid.part5.rar.html
http://rapidshare.com/files/190961850/mustafa_dvdrip_xvid.part6.rar.html
http://rapidshare.com/files/190975856/mustafa_dvdrip_xvid.part7.rar.html
http://rapidshare.com/files/190990866/mustafa_dvdrip_xvid.part8.rar.html

Bahçedeki Fener Belgeseli DVDRip - Can Dündar

alt

Bahçedeki Fener
Bir Efsanenin Şanlı Tarihi...

Bir zamanlar İstanbul' da bir koyda bahçe içinde bir fener vardı. Yüzyıl boyunca durduğu yerden tarihe tanıklık etti ve etrafına ışık saçtı. Fenerbahçe işte bu ışıktan doğdu.
1907 Fenerbahçe Derneği' nin desteğiyle Can Dündar' ın hazırlayıp sunduğu "Bahçedeki Fener" belgeseli , Fenerbahçe Spor Kulübü' nün 100 yıllık tarihini ve kuruluş öyküsünü daha önce yayınlanmamış fotoğraf ve görüntüler eşliğinde izleyiciye sunuyor.
Halit Kıvanç, Can Bartu, Ziya Şengül, Ogün Altıparmak, Kurthan Fişek, Vecihe Gökçen, Halit Deringör, Naci Barlas, Reşat Dermanver, Necdet Erdem, Müjdat Dağlaroğlu, Melih Ilgaz, Fikret Kırcan, Seha Erge, Feyhan Sporel, Önder Dai, Ali Polat, Rüştü Reçber ve Cem Atabeyoğlu gibi Fenerbahçe' ye yıllarca hizmet etmiş ve başkanlık görevini yürütüp Fenerbahçe Spor Kulübü' nün tarihine kazınmış isimlerle söyleşiler, 1907 Fenerbahçe Derneği' nin özel arşiv ve koleksiyonundan alınmış fotoğraflar ve belgelerle hazırlanan belgeselin müzikleri usta besteci Fahir Atakoğlu' na ait.




2 Aralık 2010 Perşembe

Sarı Zeybek - Atatürk'ün Son Üç Yüz Günü

Bu belgeselde, Atatürk'ün 300 gününe tanıklık etmiş kişilerin yazdıkları ya da anlattıkları anılardan yararlanılmıştır. O'nu özlüyoruz..O'nunla hiç yüz yüze gelmedik..Ama O'nu tanıyoruz... Yıllar sonra O'nunla yolculuk yapmak... O'nunlayiz... Sarı Zeybek, Gazi'nin ölüme meydan okuyuş dansı. Ata'nın son günleri, Can Dündar'ın farklı bakış açısıyla anlatılıyor.


http://rapidshare.com/files/135354261/Sar__Zeybek.part1.rar.html
http://rapidshare.com/files/135399136/Sar__Zeybek.part2.rar.html
http://rapidshare.com/files/135427916/Sar__Zeybek.part3.rar.html

Köy Enstituleri - Belgesel - Can Dündar Türkiye 'nin Yarım Kalmış Rüyası

Türkiye 'nin Yarım Kalmış Rüyası



  •  Ülkemizin eğitim sorunu neden hala var? 
  •  Okullarımız neden ırkçı ve dinci akımların etkisinde? 
  •  Okuma yazma oranımız neden gelişmiş ülkelerin düzeyine gelemiyor? 
  •  İnsanımız neden kitap okumayı sevmiyor? 
  •  Ülkemiz neden gelişemedi? 

Bütün bu soruların yanıtı KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPANMA SÜRECİNDE bulunabilir.Köy Enstitüleri 1940-1953 yılları arasında yaşayan ve ülkemizin aydınlanmasını sağlayacağı görüldüğü için kapatılan bir eğitim devrimiydi.Can Dündar'ın Köy Enstitüleri belgeseli bir Kitap ve CD olarak yayınladı. (İmge Yayınları - Ekim 2000) Köy Enstitüsü gerçeğini açılışından kapatılışına kadar ülkenin içinde bulunduğu yılların gerçekleriyle anlatan bir belgesel. Okunması ve izlenmesi gereken bir yapıt.Katkıda bulunan herkese teşekkürler. Hem Köy Enstitülerine hem de bu belgesele...

http://rapidshare.com/files/133663684/Koey_Enstitueleri_Can_Duendar.7z

Ergenekon Örgütü Belgeseli (Can Dündar) [TDM-(c)]

Ergenekon...
Türkiye gündemini olanca genişliği ile işgal eden bir konu...Sürekli yeni isimler ve tutuklamalarla gündeme geliyor..Acaba bu olaylarla Ergenekon'un adından yeni mi yoksa yeniden mi bahsediilir oldu ? Ergenekon nedir? Naısl çalışır ? Cumhuriyet tarihindeki etkinliği neler olmuştur. Kimler tarafından kurulmuştur ?
Önceki hülkümetlerle ilişkisi ne düzeyde idi ?..

İşte bütün bu soruları bundan bir kaç yıl önce Can Dündan, Ergenekon ile ilgili yaptığı bir programda araştırıyor. Bülent Ecevitten yazar Erol mütercimlere bir çok isim ile ropörtajlar yapıyor.
Aslında bu günün peceresinden bakıldığında isimler çok tanıdık... Sanki göz altılar gibi.

Belgeselden :

" Bu tip örgütler gerektiğinde terör ve siyasi cinayetlerle anarşiyi araç olarak kullanarak, faşist askeri darbeler için ortam hazırlar Ve bu suretle az gelişmiş ülke düzenlerinin emperyalist çıkarlara uyarlı şekle dönüştürülmesini sağlarlar... "

" Sanığın taammüden cinayeti işlediği mahkemece sabit görülmüştür.Ancak askeri yargıtay daireler kurulu kararın direnilemiyeceğinden sanığın beratine karar verilmiştir."


http://rapidshare.com/files/133555057/Ergenekon_oerguetue_Belgeseli__Can_Duendar___TDM-_c__.exe